Brooklyn'de esen Japon rüzgarı. Ve ben o gün bir kiraz ağacı altında uyuyakaldım...

En nihayet kiraz ağaçlarının olduğu meydana adımımı attığımda göz pınarlarımda biriken duygu dolu yaşlarımın yanaklarımdan süzülmesine izin verdim. İçimden adeta oluk oluk bir şey boşalmıştı. Sevgilime kavuşmuştum o an. Bir müddet hiçbir şey yapamadım. Olduğum yerde döndüm durdum. Sonra yavaştan yaklaştım ağaçlardan birine...

DEVAMINI OKU

Bu seferki üçlemem Cunda ve Ayvalık’tan...

İşte ne olduysa o anda oldu ve İstanbul’a dönmekten son anda vazgeçip çevirdik rotayı Cunda’ya. En tatlı ve keyifli tatiller, kararı böyle son anda alınanlar olur nedense...

DEVAMINI OKU

"Kayaköy'den Kaş'a manevi bir yolculuk...

Son derece tatsız geçen, uykusuz bir gecenin ertesi günü yolculuk günümdü. Öyle kötüydüm ki yıllardır kafamda planlayıp nihayet organize edebildiğim bu seyahati iptal etmem an meselesiydi. Sonra içimden bir ses "Gitmelisin!" dedi bana. "Herşey farklı olacak!"

DEVAMINI OKU

Sadece New York'ta ya da en fazla New York'ta...

Yaşadığım şehirden sonra kendimi en özgür ve doğal hissettiğim yerlerden biri New York. Üniversite eğitimi dolayısıya kızımın da yerleşmesiyle artık sadece turistik amaçlarla bulunmadığım şehir, bana her seferinde bambaşka bir özelliğini sunuyor. Bu yazımda sadece New York'ta ya da en fazla New York'ta görülebilecek enteresan durum, yer, olay ve insanları keyifle paylaştım. Umarım sizler de keyifle okursunuz.

DEVAMINI OKU

Hemen hepsi New York'a özel...

Her ülkenin, hatta her şehrin kendine has karakteristik bazı özellikleri vardır. "Kendine has" deyince bu konuda bayrağı elinde tutan, en önde gelen şehirlerden biri bana göre hiç kuşkusuz New York! Yeri geldikçe hakkında yazdığım ve yazmaya devam edeceğim ışıklar şehrinde "Tipik New York!" diyeceğim kadar görmeye alıştığım, ama bazen de gördüğümde bu sefer de şaşkınlıktan "Tipik New York!" dediğim bazı kareleri önümüzdeki dört sene boyunca orada yaşayacak olan kızıma özlemim ve onunla beraber geçirdiğimiz unutulmaz anların hatrı ve keyfiyle paylaşıyorum...

DEVAMINI OKU

Yüzlerce kelebek etrafımda dans ederken, tavşan deliğinden düşmüş Alice şaşkınlığındaki ben onları izlemeye doyamadım...

Bazı anlar vardır; öyle büyülü ve güzeldir ki onlar, yaşadığının gerçek mi yoksa rüya mı olduğuna emin olamazsın. O gün yüzlerce kelebeğin arasında dolaşırken benim de hissettiğim işte tam olarak bu oldu. Rüyayla masalın içiçe geçtiği, gerçek yaşamla tüm alakamın tamamen koptuğu yaklaşık bir saatlik süre boyunca rengarenk kelebeklerin arasında, tavşan deliğinden geçerek fantastik bir dünyanın içine düşen Alice misali büyülenmiş bir halde dolaştım durdum.

DEVAMINI OKU

Bozcaada o kadar çok şey demek ki...

Her gidenin bir Bozcaada'sı vardır. Şarabı, bağı, kedisi, kargası, mezesi, gün batımı, Rum evleri, koyları, adına yazılan şiirleri... Bu liste uzar da uzar. Ben de bu yazımda benim Bozcaada'mı paylaşmak istedim. Ama bu sefer kelimelerle değil sadece resimlerle. Buyrun benim adama...

DEVAMINI OKU

Ölümün yasak olduğu topraklardan geldim!

2015'te meydana gelecek tam güneş tutulmasının Norveç'e bağlı "Svalbard" takımadalarından yüzde yüz oranında izlenebileceğini öğrendiğimde aklıma ilk gelen, bu hayatta görmek istediğim tabiat olayların en baş sıralarında yer alan "Kuzey Işıkları" (Aurora Borealis) oldu. Bu seyahati yapabilirsem doğanın en etkileyici olayına bir kere daha şahit olabileceğim gibi şansım yaver giderse en büyük hayallerimden birini de gerçekleştirme imkanım olabilecekti. Şansım yaver giderse diyorum çünkü...

DEVAMINI OKU

İki günlük Sinop seyahatimden geriye kalan Sabahattin Ali dizeleri...

Hani hep gitmek isteyip de bir türlü gidemediğimiz yerler vardır. Karadeniz de benim için iki sebepten dolayı gitmek istediğim ama bir türlü gidemediğim bir bölge oldu hep. Burayı bu kadar görmek istememin sebeplerinden birincisi ve önemlisi bu dünyaya çok erken veda etmiş babamın anlata anlata bitiremediği memleketi Zonguldak'a gitmek, çocukluk ve gençlik yıllarını geçirdiği mekanları bir bir gezerek onun anılarını onsuz da olsa edebildiğim kadar yad etmek, ikincisi ise methini çok duyduğum...

DEVAMINI OKU

Avrupa'da Christmas... Üstelik sadece bir feribot mesafesi uzaklıkta!

Seyahat etmeyi seviyorum. Hoş, kim sevmez ki? Bence seyahat ve gezme tutkusu insanoğlunun yaradılışında var. Sırf ağlayan bebeklerini susturabilmek için onları arabaya bindirip mahallede birkaç tur yapan çok anne baba bilirim. Ufacık çocuklar değil midir hep dışarı çıkmaya bayılan? Evden çıkıp gidilecek olan yer başka bir ev olsa dahi.

DEVAMINI OKU

17 Aralık "Şeb-i Arûs": Ölümün düğüne dönüştüğü mistik bir gece...

Yaklaşık sekiz bin kişinin doldurduğu salonda ışıklar yavaş yavaş kararmaya başlıyor. Neyzenin nefesinden çıkan hüzünlü melodiyle beraber ağır ağır yükselen tasavvuf müziği binlerce kalbe dokunuyor. Coşkuyla karışık bir hüzünle gözler doluyor, kiminin tutamadığı gözyaşları ince bir sicim halinde yanaklarını okşayarak yere dökülüyor.

DEVAMINI OKU

Kendime bir Cuma çaldım bu güzel İstanbul'dan...

Tabiri caizse "çift vardiya" çalıştığım, gecemin gündüzüme karıştığı bir iş temposundayım bu aralar. Filmekimi yazımda gideceğimi bahsettiğim dört filmden ikisi aynı güne denk gelince biraz da bunu bahane ederek geçen Cuma günü kendi kendime izin verdim. Güneşin çok da ısıtmayan ama bir sonraki bahara kadar ayrı kalacağımızın bilincindeymiş gibi yüzünü bir veda edasıyla son defa gösterdiği günlerden biriydi. Seviyorum böyle günleri ben. Biraz hüzünlü oluyorum ama bir o kadar da keyfini çıkarmak istiyorum sonbaharın bu son güneşli günlerinin adeta şükredercesine. Filmlerden biri çocukluğumun sinema salonlarından Kadıköy Rexx'teydi. "Biraz nostalji fena olmaz" diyerek attım kendimi Tinky'mle beraber doğruca Beşiktaş vapur iskelesine. Erken gitmenin keyfiyle hareketlerimi ağır çekim hızına düşürerek simidimi aldım ve beklemeye koyuldum. En son ne zaman bindiğimi hatırlayamadığım vapur yanaştığı zaman kalabalıkla ortak hareket etmenin zevkiyle çıktım en üst kata. Kafamda kapşonum, kulağımda Stan Getz melodisi, karşımda büyüleyici boğaz. Yanımdaysa esen rüzgara karşı gözünü kapamış, mis gibi deniz havasıyla sersemlemiş uyuklayan Tinky. Kısacası tam bir huzur...

DEVAMINI OKU

İstanbul ve Ağva Mints Otel

Zaman zaman büyük şehir sıkıntısına girip İstanbul'dan yakınıp dursam da bu haftasonu bir kere daha bu sözümü geri aldım. Evet, büyük şehirde yaşamanın avantajları olduğu kadar bir o kadar da dezavantajı var malesef. Dünyanın adı sayılır şehirleri arasına girmiş şehrimiz de bu dezavantajlardan haliyle payını almış durumda. Pahalılık, yabancılaşma, hergün kesilen ağaçların yerini alan koca koca binalar, gürültü...

DEVAMINI OKU

Kısa kısa Hollanda. Ağustos 2014.

20 senedir Rotterdam'da yaşayan can arkadaşım Gülümcan sayesinde 1 hafta gibi kısa bir sürede tam tamına 3 şehir (Rotterdam, Amsterdam, Utrecht), 1 kasaba (Volendam), 1 köy (Kinderdijk), 1 de sahil kıyısı (Schveningen) gezme fırsatım oldu.

DEVAMINI OKU