İlk olarak 18. yüzyılda ortaya çıkan ve sevimlilik sembolü diye düşünülen palyaçolar aslında günümüzde kimi grup çocuk ve hatta yetişkin için ciddi boyutta bir korku unsuru taşıyabiliyor. Çocuklar bu korkularını pek saklamaya gerek duymuyorlar. Doğumgünlerinde eğlence amaçlı getirilmiş bir palyaçodan çığlık çığlığa ağlayarak kaçan bir çocuk tablosu pek de yabancı gelmiyor değil mi? Yetişkinler ise bu konuda daha ketumlar. Dalga geçilme ya da anlaşılamama endişesiyle bu tedirginliğini saklayan bir çok yetişkin var. Bu korku bazen fobi boyutuna gelecek ölçüde yoğun olabiliyor. Hatta bunun bir adı bile var: Koulrofobi, yani diğer bir deyişle "palyaço korkusu". Doğrusunu söylemek gerekirse fobi boyutunda olmasa da palyaço gördüğümde benim de içim şöyle hafiften bir ürperir. Ama hafiften :)
Benim, bu tedirginliği çok daha fazla hissettiğim figür ise robotlar. Oğlumun küçükken favori çizgi film kahramanlarından olan robot Transformers'lar beni inanılmaz rahatsız ederdi. Farklı robotlar mekanik hareketlerle biraraya gelip dev Transformers'ı oluşturduklarında korkuyla karışık manasız bir tedirginlik duyar, bundan dolayı da ayrıca rahatsız olurdum. İnsana benzeyen ama bilinen insan formundan farklı olan figürlere karşı verilen bu tür tepkilere ait izahatın psikanalizin kurucusu Sigmund Freud'un "unheimlich" teorisine dayanan bir geçmişi var.

Bu fotoğraf theghostdiaries.com sitesinden alıntıdır.
Analitik teoriye göre "unheimlich" yani "uncanny" (yeminlisözlük.com'a göre Türkçe anlamları gizemli, tekinsiz, acayip, esrarengiz, anlaşılmaz, olağanüstü) hem korkutucu derecede yabancı ve tuhaf hem de şaşırtıcı derecede tanıdık ve içsel olanla ilgilidir. Aslında bilinen, fakat bilindiği derinlerde saklanmış, bilindiği bilinmeyenle yüzleşme sonucu yaşanılan duygusal tepki, etkilenim ve izlenimdir. Herhangi birşeyden hem korkmak ve çekinmek hem de ona karşı merak ve ilgi duymak anlamına da gelebiliyor bu kelime. Bu durumda yakından tanıdığımızı düşündüğümüz birşeyin kimi zaman garip ve ürkütücü gelmesi ya da o şeyin esrarengiz olduğunu hissetmek son derece doğal bir tepki olarak ortaya konuluyor.

Bu fotoğraf eoloperfido.com sitesinden alıntıdır.
Kökeni Freud'un bahsi geçen teorisinden yola çıkarak oluşturulan "uncanny valley" hipotezine göre ise oluşturulan insan formları (resim, maket, robot vb...) basit özellikleriyle insana benzemeye başlayınca ilk önce sempati topluyorlar. Benzerlik arttıkça bir noktadan sonra sempati korkuya dönüşüyor. Korkunun en dip noktasında zombiye benzeyen insan formları olabiliyor. Mesela, Japonya'da üretilen insansı robotlar gerçeğe çok benzemelerine rağmen, çoğu kişi tarafından ucube yaratıklar olarak tanımlanıyorlar. Yapay insan formlarındaki kusurlar giderildikçe korku tekrar sempatiye dönüşüyor. Çünkü, insanlar artık yapay formları gerçeğinden ayırt edemeyip onları gerçek olarak kabul ediyorlar.
Vücut (el, ayak) ve yüzdeki (burun, ağız) hatları abartılı bir şekilde vurgulayan palyaço kostümleri komik görüntüler yaratsalar da çoğu zaman deforme ya da canavarımsı algılara da yol açabiliyorlar. Palyaçonun yüzünde oluşan garip şekiller insan yüzü görüntüsünü o kadar değiştirebiliyor ki işte bu noktada "uncanny valley" hipotezi ile açıklanmaya çalışan olgu meydana geliyor. Yani, figür rahatsız edecek kadar canlı görünmekle beraber hiç hoş olmayacak derecede gerçek dışı olabiliyor. İşte bu da tanıdık bir bedende tanımadık bir yüz algılayan çocuğun kimi zaman yetişkinliğe kadar devam ettirebileceği bir fobiye sahip olmasına yol açabiliyor.

Bu fotoğraf eoloperfido.com sitesinden alıntıdır.
Fobiler çoğu zaman anlamsız gözükseler de hemen hepsinin altında yatan bir takım sebepler mevcuttur. Psikologlara göre koulrofobiyi oluşturan sebeplerden bazıları şunlar:
- Palyaço makyaj ve kıyafeti onların insan dışı algılanmalarına yol açabiliyor.
- Palyaço makyajı bazı insani mimikleri engellediği gibi kimi mimikleri abartılı hatta korkunç hale sokabiliyor.
- Özellikle sirklerde palyaçolar komiklik uğruna daha ziyade normalden uzak, sakar, yıkıcı ve zarar veren hareketlerle ön plana çıkarılıyorlar.
- Stephen King'in "It" adlı romanından beyazperdeye uygulanan filmdeki korkunç palyaço Pennywise ya da "Batman" filmindeki Joker karakterleri sayesinde palyaço figürü korku unsurlarıyla bağdaştırılıyor.
- Kimi kostüm partilerinde kullanılan 'Canavar Palyaço' temaları bu korkuların teyidini ve devamını sağlıyor.
- Gerçek hayatta da var olan, örneğin çocuk partilerinde palyaçoluk yapan seri katil John Wayne Gacy gibi figürlerin varlığının yanısıra evrimsel olarak bilinçaltımıza yerleşmiş bilinmeyene merak, yani o renkli ve abartılı makyajın altında neyin gizli olduğu sorusu yine bilinçaltımızdaki o bilinmeyene dair beslediğimiz tüm korkuları tetikleyebiliyor.
Günümüzde koulrofobiye sahip olan kişilerin sayısına dair resmi bir kayıt mevcut olmamakla beraber, bu korkunun çocukluktan itibaren palyaço ve palyaçovari görsellere erişimin daha kolay olduğu batı toplumlarında daha yaygın olduğu düşünülmekte.
En kötü korkunuzun palyaço korkusu olması dileklerimle sizi Stephen King'in kötü palyaçosu Pennywise ile başbaşa bırakıyorum :)
Şehnaz Tuna
12/6/2015
Etiketler : Koulrofobi, Palyaço
