Ben çıkarıldım. Üstelik bu ilk defa olmuyor. Ama bu sefer, diğer hayvanseverler dostları da haberdar etmek için yaşadığım bu rezaleti bloğumda paylaşmaya karar verdim. Yorkshire Terrirer'im Tinky'me olan düşkünlüğüm yakın çevremce bilinir. Bu sevginin yoğunluğu sadece bana has bir durum değil. Tüm evcil hayvan sahipleri çocuklarını (onlar çocuklarımız gibi oluyorlar çünkü) delicesine severler. Benim durumumda farklı olan, Tinky sadece 1 kilo 400 gram olduğu için onu her yere taşıyabilmem. Onu şimdiye kadar götürmediğim tek yer hastaneler. Onun dışında aklınıza gelebilecek her yere (doktor muayenahaneleri dahil) Tinky ile gitmişliğim var. Çünkü Tinky hep çantamda olduğu için yere basmaz, tertemizdir. Tinky kuru mama yer, kokmaz. Tinky tüy dökmez kaldı ki Tinky'nin tüyü insan saçına en yakın cins olduğu için hipoalerjeniktir de. Tinky kendi yeri ya da topraktan başka hiçbir yere tuvaletini ölse dahi yapamaz. Öyle de huyludur. Hemen hemen hiç havlamaz. Varı yoğu belli bile olmaz.
Dün Film Festivali kapsamında gittiğim filmlerden birine biraz erken gitmişim. Ben de Kadıköy Bahariye Caddesi üzerindeki Tchibo'da bir kahve içeyim dedim. Kahvemi alıp kapısı olmayan mekanın caddeye yakın tarafında oturmak üzere ilerledim. O sırada Tinky'nin bir yeri sıkıştı ki ince bir sesle ağladı. Havlamadı bile. Ağladı sadece. Onun canının acımasına içim giderek minicik bedenine birşey olup olmadı mı diye incelerken. Dükkanın güvenliğinden sorumlu (!!!) bey hiç vakit kaybetmeden bana yaklaşarak benim o en nefret ettiğim cümleyi kullanarak "Yalnız köpek almıyoruz." dedi. İçimden 'Şehnaz sinirlenme. Hiç de muhatap olma. Kalk git şurdan.' dediysem de yapım bu tür sineye çekmelere hiç uygun olmadığı için önce "Köpek değil o!" dedim. Sonra Tinky'nin yukarıda saydığım özelliklerinden bahsederek "Ne zararı var buncacık bir hayvanın size?" dedim. Yetişmem gereken bir seans olduğu için toplasan 10 dakika dahi oturmayacaktım. Güvenlik müdürü şahıs (Bu arada bu terime ayrıca çok güldüm. Lakin önünden binlerce insan geçen, şehrin en işlek caddelerinden birinde yer alan, sattığı çay, kahve, kek, ve bir takım gerekli ev eşyaları ile çoğunluğu ev hanımlarına hitap eden bir dükkanın güvenlik müdürünün ne işe yaradığı konusunda halen bir fikir sahibi değilim. Pardon yaşadığım bu deneyimden sonra biraz fikir sahibi oldum. 1.5 kiloluk süs köpeklerini mesele haline getirmek beyin iş tanımının içinde yer almaktaymış :)) Güvenlik müdürü o en ciddi haliyle "Biz almıyoruz efendim. Buyrun nereye yazacaksanız yazın, şikayet edecekseniz edin. Biz kağıt kalem verelim." tarzı saçmalamalara başlayınca (ki benim ağzımdan şikayetin "ş" si bile çıkmamıştı) ben 'Belli ki şahsın canı sıkılmış uğraşacak olay arıyor.' diye düşünerek daha fazla sinirim bozulmasın diye içeceğimi kağıt bardağa koymalarını istedim. Ama bu arada dayanamayıp Manhattan Nobu'daki bir deneyimimi kendisiyle paylaştım ve dedim ki, "Biliyor musunuz? New York'da son derece lüks bir restoranta sizin boyunuzda köpekleri alıyorlar." Buradaki ince göndermeyi şahıs anladı mı bilemedim ama benim içim bir nebze rahatlamış içeceğimi kağıt bardağa transfer ederken bu sefer de aynı şekilde sıkıntıdan olay yapmaya her an meyilli olduğu her halinden belli, önü önlüklü bayan bir görevli (Mutfaktan mı çıktı geldi onu da anlayamadım!) güvenlik görevlisi şahıstan daha da duruma el koyucu bir tavırla "Bir sorun mu var?" diye gelince benim tepemin tası attı. "Şu ana kadar yok ama birkaçınız daha gelirse olay olacak!" dedim ve kendimi dışarı attım. Ben bu olayın peşini bırakmaz, orada oturmaya devam eder, o kahveyi bitirir, canım istediği zaman da kalkardım. Ama yapmadım çünkü artık işleri olmadığı için mi yoksa başka şahsi sebeplerden mi neden bilemeyeceğim ama canları son derece sıkılmış bu iki personelin o günkü meşgalesi olmamaya karar verdim.
Ben bir daha Tchibo'nun değil Kadıköy, hiçbir yerdeki mağazasına adım atmayacağım. Tüm hayvanseverlere de duyurmak istedim. Bu arada dükkanlarına almadıkları Tinky'me bakar mısınız!!!

Şehnaz Tuna
4/8/2015
Etiketler : Yorkshire Terrier, Tinky
