Dünya şehri New York'ta kesinlikle görülmesi gereken yerler listesinin ilk beşinde yer alan Amerikan Doğa Tarihi Müzesi (American Museum of Natural History) geçtiğimiz bahar oldukça enteresan bir etkinliğe daha ev sahipliği yaptı. Türkçe'ye "Kelebek Serası" olarak çevirebileceğimiz "Butterfly Conservatory" isimli projede müzenin galeri alanlarından birinin içerisine Amerika'nın ünlü Lord&Taylor mağazalar zincirinin sponsorluğunda bir kelebek vivaryumu kurulmuş. (Vivaryum hayvan veya bitkilerin yetiştirildiği park veya akvaryum tarzı yerlere verilen bir ad.) Ziyaretçilerin Güney, Orta ve Kuzey Amerika ile Afrika ve Asya'dan getirtilmiş farklı cinslerden yaklaşık 500 adet kelebeği doğal yaşam alanlarında izleyebildiği bu sergiyi duyduğumuz anda kızım Deniz ve ben mutluluktan havalara uçtuk.

Butterfly Conservatory (American Museum of Natural History)
Bazı anlar vardır; öyle büyülü ve güzeldir ki onlar, yaşadığının gerçek mi yoksa rüya mı olduğuna emin olamazsın. O gün yüzlerce kelebeğin arasında dolaşırken benim de hissettiğim işte tam olarak bu oldu. Rüyayla masalın içiçe geçtiği, gerçek yaşamla tüm alakamın tamamen koptuğu yaklaşık bir saatlik süre boyunca rengarenk kelebeklerin arasında, tavşan deliğinden geçerek fantastik bir dünyanın içine düşen Alice misali büyülenmiş bir halde dolaştım durdum.

Alana giriş çıkışı kontrol eden ekip içerideki ısının sabit tutulması konusunda son derece hassastı. Alüminyumdan yapılmış prefabrik vivaryumun içerisine girişteki güvenliğin talimatları doğrultusunda ardarda iki kapıyı açarak giriyor aynı şekilde de dışarı çıkıyorsunuz. Kelebeklerin rahatsız olmamaları için azami dikkat gösterilen sergide içeride yer alan güvenlik görevlileri tarafından uyarılmanız ise an meselesiydi. Nemli ve sıcak alana girdiğinizde göze ilk çarpan kelebeklerin doğal yaşam alanları kapsamında oluşturulmuş zengin peyzaj oluyor. Canlı ve çiçek veren bitkilerden oluşan peyzaja gözünüzün alışması ile beraber etrafta uçusan yüzlerce farklı çeşit kelebeği farkediyorsunuz. Daha önce gitmiş olduğum özellikle Avrupa'daki büyük hayvanat bahçelerinde kelebek, yarasa, sürüngen ve böcek tarzı hayvanları kendi doğal alanlarında gözleme fırsatı bulduysam da burada yaşadığımız deneyim oldukça farklıydı. Çünkü burada kelebekler olabildiğince özgür bir şekilde etrafınızda uçuşuyorlar. Bu rengarenk güzelliklerin kimisi nektar beslenme alanlarında besleniyor, kimisi çiftleşiyor, kimisi yaprakların üzerinde dinleniyordu. Bir çoğu dans edercesine etrafta uçarken eğer şanslıysanız bir bakıyorsunuz içlerinden bir tanesi üzerinize konuveriyor. İşte ben o gün o şanslılardan biriydim. Onlarca kişi arasında beni seçen narin mi narin, minik mi minik bir kelebek uzunca bir müddet saçlarımın arasında gezindi durdu...

Beslenme alanları

Çiftleşen kelebekler

Saçıma konan turuncu minicik kelebek
Alanda benim ilgimi en çok çeken bölüm, kelebeklerin pupa hallerinden, pupanın içinden çıkarak uçmaya hazır hale gelişlerine kadar tek tek her evrenin gözlemlenebildiği camekan oldu. Hatta yine şanşıma benim orda olduğum o an dünya harikası bir kelebek pupadan yeni çıkmış, kanatlarını kurutuyordu. Turumuzu bitirip de gitmeye hazırlanırken geri dönüp camekana baktığımda aynı kelebeğin uçmaya başlamış olduğunu görünce gerçekten büyülendim. Önümüzdeki birkaç dakika içinde de aynı kelebek camekandan dışarı çıkarılacak ve doğasına bırakılacaktı. İçerideki sorumlulardan biriyle biraz konuşma fırsatı buldum. Kelebeklerin ömrü bizim bildiğimiz gibi bir gün değilmiş. Üç, beş gün hatta bir hafta bile yaşayanları varmış. Bu doğa harikası güzelliklerin ömürlerinin birkaç gün bile daha uzun olduğunu duymak az da olsa rahatlattı beni nedense...

Pupanın içinde dünyaya gelmeyi bekleyen kelebek

Henüz pupadan çıkalı sadece birkaç saat olmuş kelebek
Pupadan yeni çıkmış kelebek kanatlarını kuruturken
Vivaryumdan çıkarken üzeriniz bir güvenlik tarafından kontrol ediliyor. Kontrol derken göz kontrolü. Çünkü nadir de olsa siz farketmeden üzerinize konan bir kelebekle dışarı çıkma ihtimaliniz var. Amerikalılar tabii ki boş durmamışlar ve bunu derhal bir espri haline getirmişler. Hatta o espriyi de öyle sevmişler ki bunu yazılı olarak kapıya astıkları gibi, kapıdaki güvenlik de her çıkana bu espriyi yapmayı görev edinmiş.

"Otostopçu kelebekler ihtimaline karşı, lütfen kıyafet ve eşyalarınızı kontrol ediniz!"
Biz o gün oradan üzerimizde otostopçu bir kelebekle çıkmadık ama kapıdan dışarı adım atıp gerçek hayata döndüğümüzde hem aklımız hem de kalbimiz uzun bir müddet o harikalar diyarında kaldı...
Şehnaz Tuna
6/14/2015
Etiketler : Vivaryum, Butterfly Project, Kelebek, American Museum of Natural History, New York
