Vizyona girdiği 1993 yılında gişe rekoru kıran Jurassic Park filmini seyretmeyen yok denecek kadar azdır diye düşünüyorum. Bundan neredeyse çeyrek asır önce çekilmiş filmde kullanılan müthiş efektler halen aklımda. Neredeyse bir apartman boyutundaki dev dinozorları seyrederken bu canlıların bir zamanlar gerçekten var olduklarını düşünerek, insan ırkı olarak onların yanında ne kadar ufak olduğumuzu tahayyül ettiğimi ve ürperdiğimi hatırlıyorum. Her ne kadar daha sonra filmin devamı çekildiyse de hiçbiri bana ilkinde yaşadıklarımı hissettiremedi. Ta ki geçtiğimiz haftalarda Amerikan Doğa Tarihi müzesinde gittiğim özel sergiye kadar.

Jurassic Park'tan unutulmaz bir sahne
New York'taki meşhur Central Park'ın yukarı batısında yer alan Amerikan Doğa Tarihi müzesi bana göre bu dünyada ölmeden önce görülmesi gereken müzelerin başında geliyor. Burası Ben Stiller'in meşhur komedi filmi Müzede Bir Gece'nin de çekildiği yer. Ben müzeyi neredeyse ezberledim fakat New York'a gittiğim her sefer tekrar tekrar uğramamın bir sebebi burada dönemsel olarak yenilenen 'sergi/teşhir'ler oluyor. Son gittiğimde de oldukça etkileyici bir sergi vardı: Kemik fosilleri 2014 yılında Arjantin'de bulunan 37 metre uzunluğundaki dev dinosor Titanozor (Titanosaur)!

Müzede Bir Gece'yi seyredenler filmdeki dinazor heykellerini gayet iyi hatırlayacaktır. Bence de müzenin en etkileyici kısmı içeriye adım attığınız anda karşılaştığınız dev dinazor heykelleri. Müzedeki dinazor fosillerinin devamı dördüncü katta sergilenmekte. Zaten Amerikan Doğa Tarihi Müzesi dünya çapında en büyük dinazor fosilleri koleksiyonlarından birine sahip olmasıyla da meşhur. Ocak 2016'dan beri "Özel Teşhir" kapsamında sergilenen son dinazor heykeli Titanozor ise boyut ve sergileniş itibarıyla gerçekten de ağızları açık bırakacak cinsteydi. Bu devasa dinazor fosilinin macerası 2012 yılında Arjantin'li bir çiftçinin tarlasında fosil bulduğunu söylemesiyle başlıyor. Daha sonra 18 ay süren kazı çalışmaları sonucunda araştırmacılar altı farklı dinazorun toplam 223 parça kemik fosilini gün ışığına çıkarıyorlar. Yeni bulunan bu cinsin adı ise henüz belli değil. Dolayısıyla şimdilik gelmiş geçmiş en büyük dinozor fosili olarak Titanozor adını almakta. Bu kemikler o kadar ağır ki müzede sergilenen fosilde kullanılan kemikler (84 adet) orjinalinden hafif, 3 boyutlu ve fiber glass kopyalar. Ama işçiliğin mükemmelliyetinden dolayı bu kopyaları gerçeğinden ayırt etmek bir hayli zor. Bu cins ile alakalı paylaşılan diğer bir gerçek ise yüz yıl önce yaşarken 37 metre uzunluk (yaklaşık on katlı bir bina) ve 70 ton ağırlığındaki bu dinazor türünün tam olgunlaşmadan (yaşlanmadan) ölmüş olduğu. Bu da demek oluyor ki bu cins, yaşam döngüsünü tamamlamış bir halde bulunsa boyutu çok daha büyük olacakmış. Bunu hayal etmek bile ürkütücü geliyor!

İki odaya sığmayan fosilin boyun ve baş kısmını kapıdan çıkarmışlar.
Sergi 2020 yılına kadar devam edecek. Bir sonraki serginin temasıysa kuşların evriminin teşhir edileceği "Aramızdaki Dinazorlar". Eğer New York'a gidecekseniz kesinlikle görmeden dönmemeniz gerektiğini önerdiğim Titanozor fosiliyle alakalı daha detaylı bilgiye (İngilizce olarak) aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz:
http://www.cbsnews.com/news/122-foot-titanosaur-dinosaur-barely-fits-into-museum/
Şehnaz Tuna
3/24/2016
Etiketler : Amerikan Doğa Tarihi Müzesi, Titanozor
