Vejeteryan beslenme sisteminin önemli bir özelliği vücudunuza aldığınız besinlerin basit ve sade yapıda olmalarıdır. Ben yaklaşık iki yıldır hayatıma "lakto ovo" (süt ve yumurta tüketebilen) vejeteryan olarak devam ediyorum ve çok ama çok mutluyum. Yemek yemeyi hep çok sevdim. Hayatım boyunca çok da güzel yemekler yedim. Mevcut durumumda da halen oldukça güzel ve keyifli yemekler yediğim gibi şimdiye kadar hiç tatmadığım yepyeni lezzetlerle tanışıyorum. Tüm vegan ve vejeteryan sistem savunucuları gibi bana göre de ne kadar basit yerseniz gerek sindirim sistemi olsun, gerekse ruhsal olarak çok daha iyi hissediyorsunuz.
New York enteresan bir şehir cidden de. 'Junk food'un (abur cubur) her çeşidine ulaşabildiğiniz gibi hayvan ürünlerinden uzak mutfağın kalbi de burada atıyor. "Simple is the best!" (Sade ve basit olan en iyisidir!) sloganından yola çıkarak, şehirde tattığım vejeteryan lezzetlerden kısa kısa derlemeler yaptığım bu yazıyı okumak için illa vegan ya da vejeteryan olmaya gerek yok. Çünkü, bahsedeceğim dört mekandan ikisi spesifik olarak vegan ya da vejeteryan lokantalar olmamakla beraber son derece lezzetli etsiz alternatifler sunuyorlar. Yolunuz düşerse muhakkak denemeye değer...
Candle 79
Birkaç sene önce ünlü Japon şef Yasuda'nın lokantası Sushi Yasuda'nın barında Yasuda'nın kendi elleriyle hazırlayıp servis ettiği sushileri yerken tanışıp, sonrasında çok iyi dost olduğum Marianne ve şehrin önde gelen doktorlarından eşi Ira Sacker çiftinin benim gibi vejeteryan olan kızım Deniz'le beni, doğumgünümde davet ettikleri bu Upper East restorantı şehrin en iyi vegan restorantı olarak nam yapmış. "Tarladan masaya taze yemek" mantığıyla yola çıkmış bu lüks ve çevre dostu lokantayı deneyimlemek isterseniz birkaç gün önceden rezervasyon yapmanız şart.

Ira, Marianne, ben ve Deniz


Naneli karpuzlu "mocktail"im :)

Benim gibi Başak burcu olan Marianne ile vegan pastamızı üflerken :)
Şarap ve biranın dahi organik olduğu lokantadaki menünün neredeyse üçte birini masaya sipariş ettiğimiz için tüm yemekleri tek tek koymak istemedim. Ama gönül rahatlığıyla söyleyeceğim birşey var ki denediğimiz her tabak birbirinden güzeldi. Bu arada Candle 79'ın yemek kitabı da var.
www.candle79.com
Momofuku Noodle Bar
Her ne kadar Japonca'dan direkt çevirisi 'şanslı şeftali' anlamına gelse de (logosunda da şeftali resmi bulunmakta) markanın sahibi David Chang'in bu ismi telaffuzu İngilizce'de küfür olan "motherfucker" a benzediği için koyduğu iddiasına sahip bu enteresan restorant zincirinde ne zaman ne yediysem her seferinde inanılmaz memnun kaldım. Ve nitekim bu sefer bir vejeteryan olarak gittiğimde de bu tespitim baki kaldı. Mimarisi ve dekorasyonundan yola çıkarak tahminde bulunmaya kalksanız rahatlıkla vegan ya da vejeteryan havası taşıdığını düşünebileceğiniz bu restorant tam aksine yemeklerinde et kullanıyor. Ama New York'ta her lokantada olduğu gibi burada da alternatifler mevcut.
Bazı vejeteryan yemeklerini yediğimde kendimi şunu derken yakalıyorum: "Aynı et gibi." Bu, senelerdir yerleşmiş olan damak tadına bir benzetme yapmak için kullandığım bir cümle olsa gerek yoksa et ve ete ait hiçbir şeyi asla özlemiyorum. Momofuku'da daha önce defalarca yediğim domuzlu çöreği (pork bun) bu sefer mantarlı olarak ısmarladım. Pofuduk ekmeği ilk ısırdığımda içinden dökülen mantarların tabaktaki görüntüleri ve ağzımda bıraktığı hissi "Aynı et gibi" diyerek bir an etlisinden ayırt etmekte güçlük çektim. Hatta bir ara panik bile oldum. Bana göre lokantanın mantarlı çöreği domuzlu alternatifinden kat be kat daha lezzetli ve çok ama çok daha hafifti.

Shiitake Bun (Mantarlı Çörek)
Ülkemizde Wagamama'dan aşina olduğumuz erişteli çorbanın (ramen) alasını burada yiyebilirsiniz. Kızımla benim seçimimiz nohut ve kaleliden yana oldu. Koyu yeşil yapraklılar grubundan ve Türkiye'de bulunması son derece güç olan kale burada çok moda. 2015 senesinin en "in" besini diyebilirim. Deniz de ben de pek kaleci olmadığımızı fark ettik. Ama yine de çorba, içindeki diğer malzemelerle şimdiye kadar yediğimiz ramenlere fark atacak kadar lezzetliydi.

Hozon Ramen (Nohut, kale, yeşil soğan ve erişteli çorba)
Tatlı, acılı, acısız, sirkeli, sarımsaklı... Turşunun her türlüsüne bayılıyorum. Momofuku'nun bu ev yapımı turşusundan da kavanozlarca yiyebilirim. Resimde büyük gözükse de bir gazlı içecek kutusundan daha küçük kavanozlarda gelen bu turşular dipdiri. Kıtır kıtır yeniyorlar. Bir de acıkmış gittiyseniz önden servis edilen kavanoz bir anda boşalıveriyor. Kale bunda da vardı. Biraz esansı kuvvetli bir yeşillik olduğu için bizde turşulara konan kerevizin vazifesini görmüş sanırım.

Turşu ile beraber harika giden bir başlangıç var: Soya soslu yumurta. İsmi basit gözükse de tabak o kadar lezzetli ki. Kendi başına mini bir öğün olmuş bile. Bu tabağın en çekici kısmı üzerine serpiştirilen kızarmış arpacık soğanları. Tabak boşalsa da dibinde kalanları parmaklarınıza yapıştırarak ağzınıza atmanın keyfi muhteşem. Biz Deniz'le öyle acıkmıştık ki tabağı yalayıp yuttuk desem yalan olmaz :)))

Ev Yapımı Turşu ve Soya Soslu Yumurta
Menüsü sürekli değişen Momofuku zincirinin New York'ta bir sürü farklı tarzda şubesi var. Zincirin Ssäm Bar'ı da en az Noodle Bar kadar değişik ve özel bir mekan.
http://momofuku.com
Beyond Sushi
New York'ta imkansız diye birşey yok bence. Vejeteryan beslenmede canınız çektiği zaman zorlandığınız bir yemek tarzı var ki o da sushi. Ama bu şehirde buna da çare bulunmuş. Manhattan'ın üç ayrı noktasında şubesi bulunan Beyond Sushi'de "The Green Roll" (Yeşil Dürüm) başlığı altında vegan ve vejeteryanlar için harika sushi'ler hazırlanıyor. Markanın kurucusu Guy Vaknin burada yaşayacağınız deneyimi, "Çekici ve etik yemek yiyerek beden ve ruhunuzu beslemek" olarak tarif ediyor.

Dükkan minicik bir kibrit kutusu gibi
Union Square'de gittiğimiz Beyond Sushi'de yediklerimiz gerek görsel, gerekse lezzet olarak oldukça etkiledi bizi. Yöresel olarak yetişmiş taze meyve ve sebze ile tam tahılların alışılagelmişin dışında eşleştirildiği bu besleyici 'sushi roll'lar benim şimdiye kadar yediğim tarzın çok ama çok dışındaydı. Ağzınıza attığınız her lokmanın hayvanlara eziyet edilmeden hazırlanmış olduğunu bilmek yediğiniz bu yemekten aldığınız keyfi hiç kuşkusuz çok daha fazla arttırıyor ve hatta belki de daha lezzetli bulmanıza bile yol açabiliyor.

Sebze, meyve ve tahıldan oluşan sushilerin oluşturduğu renk cümbüşü en az lezzetleri kadar ilgi çekici


New York'ta hemen her lokantada bir sürü çeşit taze sıkılmış meyve suyu bulmanız mümkün. Beyond Sushi de bunlardan biri.
Tıpkı diğer vegan ve vejeteryan lokantalarında olduğu gibi buradaki sushi'leri denemek için vegan ya da vejeteryan olmanıza asla gerek yok. Aşağıda Beyond Sushi ve mantığı ile alakalı bir video ekledim. Bitki bazlı diyeti tercih ederek bir nevi detoks amacı da güden bu ufak mı ufak, şirin mi şirin mekana uğrayın. Çok şey kazanacaksınız.
https://vimeo.com/82161579
http://beyondsushinyc.com/
Hillstone
Kızımı üniversiteye yerleştirmek için gitmiş olduğum son New York ziyaretimde iki hafta kadar kaldım. Son birkaç senedir zaten çok sık gittiğim için bir müddet sonra turistik gezilerin yanısıra kaldığınız mahalleyi keşfetmek de çok keyifli oluyor. Deniz'in kaldığı bina ile benim otelimin arası yürüyerek en fazla beş on dakika. Bu rota üzerinde (otelimin bir blok ötesinde) sürekli gözümün takıldığı, içeriden jazz tınıları gelen dükkanda şehrin en iyi vejeteryan hamburgerinin yapıldığını öğrenince son gün de olsa buraya gidebildik.
Bize ilginç gelen, aslen Tennessee kökenli olup, ülke çapında bir sürü şubesi olan Hillstone'un, menü itibarıyla et, balık ve tavuğun servis edildiği bir Amerikan restorantı olmasına rağmen şehirdeki en lezzetli vejeteryan hamburgerini pişiriyor olmasıydı. Hatta menüde tek vejeteryan kalem bizim yediğimiz hamburgerdi.

Bu fotoğrafta benim yüzüm tam olarak gözükmese de birkaç saat sonra ayrılacak olmanın üzüntüsüyle kameraya buruk buruk gülümsemişiz kızımla :(

Gerçekten de uzun süredir yediğimiz en lezzetli vejeteryan hamburger-patates ikilisiydi.
Bu arada biz içeriye adım attığımız andan itibaren (hatta ben günlerdir önünden geçerken bile) bu dükkanı çok sevdik. Yemeğimizi beklerken ve devamında kendimizi sorgulayıp durduk acaba neden diye. Ve cevabı bulduk. Etiler Şamdan'ı bilenler için cevap aşağıdaki fotoğraflarda :)

Bilmeyenler için ise cevabı buradan vereyim: Bu dükkan ambiyansı, mimarisi ve dekorasyonuyla Etiler Şamdan'la bayağı benzerlikler taşımaktaydı.
http://hillstonerestaurant.com/locations/nyc-parkavenuesouth/
Benim bloğumda bir ilkem var. Gezip gördüğüm yerlerle alakalı internetten ulaşılabilecek ansiklopedik bilgi vermek istemiyorum. Vereceksem de bunu tanıtma amaçlı olarak çok ama çok kısa tutuyorum. Benim asıl amacım yazdığım yerlerde benim şahsen yaşadığım deneyimler ve hislerimi not etmek. Bir de mümkün olduğu zamanlarda içeriden edindiğim ve başka yerde bulunması daha zor olacak bilgileri paylaşmak. 'Basit ve sade olan en iyisidir!' başlığıyla yazdığım bu yazımda da New York şehrinde yer alan dört mekanı, onları öne çıkaran özellikleri ve bende bıraktıkları etkileri vurgulayarak paylaştım.
New York'la ilgili yazmaya devam edeceğim...
Hayatlarımızda herşeyin sade ve basit ama en iyisi olması dileklerimle...
Şehnaz Tuna
9/27/2015
Etiketler : Veganizm, Vegan, Vejeteryan, New York
