Son iki aydır hayatım beni lunaparklardaki "Roller Coaster"lar misali önce yukarı çıkarıp sonra son hız aşağı bırakarak her seferinde yüreğimi ağzıma getirdiği için bu aralar bloğuma da çok sık yazamadım... Geride bıraktığım 43 yaşımın son zamanlarında ailede yaşadığımız oldukça ciddi sağlık problemlerinin ardından yeni yaşımda canımın parçası kızımı yuvadan uçmaya hazırlamak üzere New York'tayım. Şu anda da bu koca şehirde anne kız oldukça tatlı bir koşturma içindeyiz. Fakat benim iki gündür içim içimi yiyor. Neden mi? Doğumgünlerine çok önem veren ben, benim için çok önemi olan bir doğum gününü bir türlü kutlayamadım. Üstelik de bu onun ilk yaşı! O yüzden bu sabah gözümü açar açmaz aldım elime ipad'imi ve işte yazıyorum...
"Yeni yaş yeni başlangıç" derler ya, ben de son iki senedir tam öyle yaşıyorum doğumgünlerimi. Bu sene minicik kızımın yeni hayatına hazırlanışına eşlik ederken geçen sene bambaşka bir yeni başlangıç yapmıştım. Geçtiğimiz doğumgünümde Tinky'mi de alarak tek başıma Ağva'ya gittim. Sebep, uzun süredir planını yaptığım blog projemi 43cü yaşımın ilk günü hayata geçirmekti. Geçirdim de... İki gün önce benimle beraber bir seneyi geride bırakan bloğum, "Pembe Sakuram" artık bir yaşında. Hayata geldiği andan itibaren hislerimi, düşüncelerimi, yaşadıklarımı, öykülerimi paylaştığım Pembe Sakuram artık benim ayrılmaz bir parçam oldu.
Işıklar şehrinde girdiğin yeni yaşın kutlu olsun Pembe Sakuram!!!
Şehnaz Tuna
9/1/2015
