Bu yazının başlığı yok!

Uğur, Kasım, Hatice Ezgi, Cemil, Çağdaş, Nazlı, Ferdane Ece, Mücahit, Murat, Emrullah, İsmet, Okan, Nartan, Ferdane, Serhat, Mert Ali, Erdal, Süleyman, Koray, Cebrail, Veysel, Nazegül, Alper, Alican, Osman, Dilek, Büşra, Yunus Emre, Ayda Ezgi, Mehmet Ali...

Onlar evlattılar, torundular, abiydiler, ablaydılar, kardeştiler, yeğendiler, kuzendiler, arkadaştılar, dosttular. Candılar... Bugünse içlerine sonsuza dek yanacak alevler düşmüş yüzlerce haneyi arkalarında bırakarak göğe yükselen birer melek oldular. 

Dün sabah saatlerinde Kobani bölgesine yardım için biraraya gelen yüzlerce genç başlarına geleceklerden bihaber, gözlerindeki parıltıyla objektife gülümsüyorlardı. Neşe içinde oturdukları kahvaltı masaları kısa bir süre sonra kana bulanacaktı. Sonrası malum... Üzerleri gazete kağıdıyla örtülmüş,yerde yatan onlarca genç fidan. Fidan diyorum çünkü onlar daha yeşermeye devam edecek, taptaze meyveler verecektiler. Ama acımasızca yok edildiler.  

Terör olayları ve akabindeki acılar aynı gibi gözükse de konu ölüm olunca aslında hiçbir acı birbirine benzemiyor. Çünkü her seferinde başka bir birey yitip gidiyor bu dünyadan bir daha geri dönmemek üzere. Bu kısa satırları gözlerimde yaşlarla, kafamda hiçbir plan yapmadan, içimden geldiği gibi, hissettiğim gibi yazıyorum. Yazmak istediğim için yazıyorum. Acımı paylaşmak için yazıyorum. Dünden beri ağıt sesleri ile yankılanan Suruç'ta can veren o gençler kendi evlatlarımdan birkaç yaş büyüktüler. Ağıtların, gözyaşlarının yetersiz olduğu bu durumda ben de her Türk vatandaşı gibi tarifsiz bir acı içindeyim. 

Onlarca genç fidanın acılı ailelerinin ve tüm Türkiye'nin başı sağ olsun. Bu son olsun. Artık daha fazla yanmayalım!!!

 

Şehnaz Tuna
7/21/2015

Etiketler : Terör, Suruç

Bu yazının başlığı yok! - Pembe Sakuram - Şehnaz Tuna