Dikkatinizi çekti mi bilmem ama bu aralar kitapçılarda yepyeni bir moda var. Son birkaç aydır özellikle yetişkinler için hazırlanmış, stres atmaya yönelik boyama kitapları belli başlı kitapçıların vitrinlerini süslüyor. Bu kitaplarda içleri boyanmak üzere yer alan şablonlar ise son derece detaylı çizilmiş "Mandala"lar. Son okuduğum bir habere göre bu kitaplar ve hatta beraberinde alınan boyama kalemleri yok satıyormuş. Takıntılı yapımı bildiğim için, içim gitse de hiç bulaşmadığım bu yeni akım aslında sanatın başka bir formu olarak tarihte yüzyıllardır var. Benim bu konuyu biraz daha etraflıca araştırmam, Beyaz Saray entrikalarını konu alan, müptelası olduğum "House of Cards" dizisinin bir bölümünü seyrettikten sonra gerçekleşti. Bu bölümde Tibet'li bir keşiş grubu politik hediye takası dahilinde Amerikan Başkanı için günlerce uğraşarak yaptıkları devasa ve rengarenk bir "Kum Mandalası"nı başkana armağan ediyorlar. Dizinin bu bölümünde beni en çok etkileyen ve kum mandalalarını araştırmaya teşvik eden sahne ise milim milim işlenerek yapımı günlerce süren bu eserin tören sonunda bir çırpıda dağıtılması oldu.

Genellikle daire ya da kare şeklinde olan ve ruhsal olarak insan zihnini rahatlatan bir uğraş olarak bilinen mandala kelime olarak daire veya merkez anlamına geliyor. Aslen 12 renge sahip olmakla beraber bu renklerin açık ve koyu tonları kullanılarak mandalalarda kullanılan renk adedi arttırılmaktadır. Hem nesne hem de renk uyumuna sahip olma özelliği bu sanatın hem zihne hem de ruha hitap ettiğinin en güzel örneklerinden biridir.

(tricycle.com sitesinden alıntıdır)
Tantrik budizm sanatının temsilcisi olan kum mandalalarında milyonlarca renkli kum tanesi Tibet'li budist keşişler tarafından ince metal borular aracılığıyla daha önceden çizilmiş desenlerin içlerine yerleştiriliyor. Kum taneciklerinin renk uyumu ise esere bakıldığında huzur veriyor.

(sanatblog.com sitesinden alıntıdır)
Budizm'de iyileştirme ve arınma sembolü olan bu desenlerin çizilip boyanmaları haftaları alabiliyor. Büyük bir zahmetle tamamlanan eserler yapımlarından kısa bir süre sonra belli bir ritüelle dağıtılıyor. Bu ritüelde taneciklerin suya atılmasına "yok olma seremonisi" deniyor. Hayatın geçiciliğine vurgu yapan bu dağıtma ritüeli keşişlerin ağzından şöyle anlatılıyor: "Kumlar toplanıp bir kaba koyuluyor; iyileştirme işlevinin tamamlanması için kaptaki kumların yarısı kapanış töreninde izleyicilere dağıtılıyor. Geriye kalan yarısı ise yakın çevredeki bir su akıntısına bırakılıyor. Böylece su, iyileşme duasını okyanusa kadar ulaştırıyor ve tanecikler tüm dünyayı iyileştirmek üzere her yere dağılıyor.(www.sanatblog.com/kumdan-mandala)
Kum mandalası sanatı beni oldukça etkiledi. Bunun en büyük nedenlerinden biri bu sanat şahaserlerinin oluşum ve yok edilme ritüellerinde tıpkı bloğuma da adını verdiğim sakura çiçeklerinin sembolize ettiği gibi güzelliğin (hayat/varoluş) ve yok olmanın (ölüm) aynı anda var olduğu felsefesinin sergileniyor oluşu. Diğer sebep ise mandalaların her türünün tutkunu olduğum kaleydoskoplara olan benzerlikleri. Bir kaleydoskopu çevirdiğimizde oluşan harikulade figürlerin her biri birbiri içine geçmiş mandalalardan başka birşey değil aslında.
Bir kum mandalasının yapılışını canlı olarak seyretmek, o ritüele şahit olmak yakın gelecekte zor olsa da hayal gücümüzle renklendireceğimiz mandalalar çok yakınımızda. Eğer rengarenk bir mandala yaratmak ve biraz da kafanızı dağıtmak istiyorsanız hadi hiç vakit kaybetmeden size en yakın kitapçıyagidin. Kumdan olmasa da birbirinden farklı onlarca mandala boyanmak üzere sizi bekliyor olacak...

Şehnaz Tuna
7/17/2015
Etiketler : Kum Mandalası, Mandala, House of Cards
